Geçtiğimiz ay Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Raporu 2024 yayınlandı. Aralarında ülkemizin de bulunduğu 167 ülkenin değerlendirildiği raporda, Türkiye 72.sırada yer aldı.
Bilindiği üzere; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG), 2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve ilk olarak 2030 yılına kadar ulaşılması planlanan, 17 hedef ve 169 alt hedeften oluşan bir çerçevedir. Bu hedefler, yoksulluğun ortadan kaldırılmasından eşitsizliklerin azaltılmasına, iklim değişikliği ile mücadeleden çevrenin korunmasına ve barış ile adaletin sağlanmasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Türkiye, SKH’lerin uygulanması ve izlenmesi yönünde önemli adımlar atmış ve bu hedeflerin yerel düzeyde benimsenmesi için çeşitli politikalar geliştirmiştir. Ancak bu hedeflere ulaşmadaki yarış çok hızlı cereyan ettiğinden sıralamada yukarılara çıkmak da hayli zordur.
Yukarıdaki grafikte, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine (SDG’ler) göre en yüksek performansı gösteren ilk 20 ülke bulunuyor. Finlandiya, İsveç, Danimarka ve Almanya gibi kuzey Avrupa ülkeleri ön planda. Bu ülkeler, sürdürülebilir kalkınma politikalarını başarılı bir şekilde uygulamaları, yüksek yaşam standartları ve bunları gerçekleştirmedeki bütüncül çalışmaları ve iş birlikleriyle de öne çıkıyorlar. Çalışmalara katılımda; merkezi yönetim, yerel yönetimler, STK’lar ve ilgili tüm paydaşlarla birlikte toplumsal katılım da önemseniyor. Ayrıca gerek Birleşmiş Milletler gerekse Avrupa Birliği gibi öncüler ve bunlara bağlı alt komitelerle de önemli projeler üzerinde çalışıyorlar. Hedeflere ulaşmada ulusal politikaların yanında yerel yönetimler tarafından yapılan çalışmalar ve iş birlikleri de başarıya ulaşma sürecini hızlandırıyor.
Yukarıda da görüldüğü gibi yayınlanan indeks sıralamasında Türkiye 72.sırada yer almaktadır. Hükümet, SKH’lerin ulusal politikalara entegrasyonunu sağlamak amacıyla çeşitli strateji ve eylem planları hazırlayarak, SKH’lerin izlenmesi ve raporlanması için çeşitli mekanizmalar oluşturmuştur. Ancak sürecin hızlandırılması ve sıralamada daha yukarılara çıkabilmek için merkezi yönetim ve yerel yönetim siyasal farklılıklara bakılmaksızın koordineli bir çalışmaya şiddetle ihtiyaç vardır.
Türkiye’deki belediyeler de sürdürülebilir kalkınma politikalarının uygulanmasında yerel düzeyde sorumludurlar. Belediyeler; çevre politikalarının oluşturulması ve uygulanmasıyla çevresel sürdürülebilirlikte, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve kültürel faaliyetler ile sosyal kalkınmada; yerel ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla girişimcilik, istihdam ve turizm projeleriyle ekonomik gelişmede; halkın karar alma süreçlerine katılımını sağlamak için oluşturdukları mekanizmalarla da katılımcılık ve yönetişim gibi pek çok süreçte farklı roller üstlenirler. Anlaşılacağı üzere belediyeler, SKH’lerin uygulanmasında kritik bir rol oynamaktadır.
Belediyelerin hedeflere ulaşmada etkin politikalar geliştirmesi ve uygulaması, Türkiye’nin SKH’lere ulaşmasında büyük bir hız etkisi yaratacaktır. Bu da merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin iş birliği içinde çalışması, kaynakların etkin kullanımı ve iyi yönetişim uygulamaları ile mümkün olacaktır.
Paydaşlar ve toplum katılımıyla; politika ve strateji Geliştirebilen, farkındalık yaratan ve kapasite arttıran, personel eğitimlerini önemseyen, Finansal Destek ve Teşvikleri takip ederek uluslararası fonlardan etkin bir şekilde yararlanabilen yönetimler öne çıkacaklardır. Aynı zamanda halkın refahını da yükselterek SKH hedeflerine ulaşmada ülke başarısına önemli katkı sağlayacaklardır.
SERDAR ASLAN
Kentbilimci / Akıllı Şehirler ve Sürdürülebilir Şehirler Uzmanı