"Enter"a basıp içeriğe geçin

YEREL VE BÖLGESEL SİYASET; CİNSİYET EŞİTLİĞİ NEDİR BİLMİYOR!

Bu hafta pek çok yerde 8 Mart dünya kadınlar günü mesajlarıyla karşılaştık. Özellikle siyasetçiler ve siyasi partilerin propagandalarını izledik. Ancak yaşamımızın her noktasında olduğu gibi siyasetin de yükünü fazlasıyla taşıyan, partilerin çalışmasında büyümesinde önemli rol alan ve oy veren kadınlara; siyasal partilerin uyguladıkları cinsiyet eşitsizliğinden neredeyse hiç bahsedilmedi. Üstelik TÜİK verilerine göre nüfusun 84 milyon 680 bin 273 olduğu ülkemizde, kadın nüfusun 42 milyon 252 bin 172 kişiyle, 42 milyon 428 bin 101 kişi olan erkek nüfusuna neredeyse eşit olmasına rağmen.

Sayıları neredeyse erkeklerle aynı olan ancak erkek hegemonyasını aşamayan kadınlar; destekledikleri, görev aldıkları ve oy verdikleri siyasi partiler içerisinde hak ettikleri yeri alamadılar.

Ben de 8 Mart vesilesiyle yerel ve bölgesel siyasette cinsiyet eşitliği konusunu inceleyerek verilere dayalı eleştirisel bir yaklaşım ortaya koyuyorum.

SİYASET VE CİNSİYET EŞİTLİĞİ (GENDER EQUALITY)

Atatürk’ün yaptığı devrimlerin en önemlilerinden biri de cinsiyet eşitliğine yönelik adımlardan biri olan, kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıydı.

1920’li-30’lu yıllarda, dünyanın ileri sayılan pek çok ülkesindeki kadınların bırakın seçilme hakkını neredeyse söz hakları bile bulunmuyordu. Türk kadınları seçme ve seçilme hakkını ilk olarak 3 Nisan 1930 tarihli 1580 sayılı Belediye Kanunu’nda yapılan değişiklikle kazanmışlardır.

Cinsiyet eşitliğinin ilk olarak belediye seçimlerinden başlatılması; O büyük dehanın sistemi en ince ayrıntısıyla hazırladığının bir göstergesidir. Çünkü demokrasilerde katılımcılık ve eşitliğe en çok ihtiyaç duyulan noktalardan biri de yerel siyasetin hedefi ve hizmetin yapıldığı kurum olan belediye yönetimidir.

Çıkan kanunla kadınlar, siyasal açıdan erkeklerle ilk defa eşit bir konuma geldiler. Sonrasında 1933’te muhtarlık seçimlerine katılma hakkını elde ettiler. 1935’te de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olma hakkını kazandılar.

Yerelin önemini çok iyi bilen Atatürk, yerelden kazanılan siyasi pratikle genel Türk siyasetinin kısa sürede büyümesini ve gelişmesini bu modelle sağlamıştır.

PEKİ YA BUGÜN?

Bugün Türkiye’de ve dünyada hala siyasette cinsiyet eşitsizliği ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Bundan neredeyse bir asır önce bu haklar kimsede yokken bizde olmasına karşılık, bugüne kadar siyasi eşitliğin sağlanamamasını anlamak gerçekten çok zor…

Dünyadaki biz dahil 195 ülkenin imzaladığı, Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin 5.maddesi de toplumsal cinsiyet eşitliği (gender equality) üzerine olup bu konuda farklı alt maddeleri de içeriyor.

Birleşmiş Milletler cinsiyet eşitliğini: yalnızca temel bir insan hakkı olarak değil, aynı zamanda barışçıl, müreffeh ve sürdürülebilir bir dünya için gerekli bir temel olarak tarif ediyor.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin 5.5 maddesinde ise liderlik ve karar alma mekanizmalarına tam katılımın sağlanması hedefi yer alıyor. Buna göre; kadınların siyasi, ekonomik ve kamusal yaşamda her düzeydeki karar alma süreçlerine tam ve etkin katılımı ve liderlik için eşit fırsatların sağlanması gerektiği belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler bu hedeflerin 2030’a kadar tamamlanması için yoğun olarak çalışıyor.

NE DURUMDAYIZ?

Bugün kadınların siyasete katılımlarının erkeklerle eşit seviyede olması gerekirken maalesef halen yeterli yol alınamıyor.
Ayrımcı yasalar (siyasi parti kanunu), sosyal normlar ve erkek egemen siyasi anlayış hala yaygın bir şekilde devam ediyor. Kadınlar siyasi liderlik seviyelerinde yeterince temsil edilmiyor.

Kadınların en rahat katılım sağlayabilecekleri yerel ve bölgesel siyasette de durum neredeyse çok vahim.

İSTANBUL’DA 38 ERKEK 1 KADIN BELEDİYE BAŞKANI

İstanbul’un 2021 yılına göre nüfusu 15.840.900 kişidir. Bu kişilerin 7.933.686 erkek ve 7.907.214 kadından oluşmaktadır. %50,08 erkek, %49,92 kadın oranıyla aradaki fark yok denecek kadar azdır.

İstanbul Anadolu ve Avrupa yakası olarak toplamda 39 ilçeye ayrılmış durumdadır. Bu ilçelerin 38’i erkek belediye başkanıyken, yalnızca Sancaktepe İlçesi’nde Ak Partili kadın belediye başkanı bulunuyor.

Bu sayıların yüzde oranında kadınlar %2,6’da kalırken erkekler %97,4 ile hegemonyalarını devam ettiriyor.

Peki nerede kaldı cinsiyet eşitliği hedefi? 39 ilçenin 38’inin erkek belediye başkanı olmasının sebebi nedir?

Bu soruların cevaplarının, toplumun her kesiminde olduğu gibi yerel siyasette de eşitsizliğe maruz kalan kadınlara açık ve net bir şekilde verilmesi gerekir.

İBB MECLİSİNDE DE EŞİTSİZLİK HAKİM

39 ilçe belediye meclis üyelerinin görev aldığı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde Başkan Ekrem İmamoğlu ile birlikte 258 erkek 53 kadın üye bulunuyor. Toplam 311 üyenin yüzde oranı %83 erkek %17 kadın şeklinde dağılıyor.

Başta CHP’li Adalar ve Büyükçekmece olmak üzere AK Partili Şile belediyelerinin İBB Meclisinde hiç kadın üyesi bulunmuyor.

Geriye kalan 36 ilçeden en az 1 en fazla 3 kadın olmak üzere 53 kadın meclis üyesi, yaklaşık 8 milyon İstanbul kadınını İBB’de sözde temsil ediyor.

BEŞİKTAŞ BELEDİYE MECLİSİ DE VAHİM DURUMDA

Türkiye’nin en önemli kenti olan Beşiktaş nüfusu 2021 yılında 178.938 kişi olarak tespit edildi. Nüfusun 97.161’i kadınlardan, 81.777’si erkeklerden oluşmaktadır. Yüzde olarak ise:
%54,30 kadın %45,70 erkektir. Yani kadınlar erkeklerden daha fazladır.

Beşiktaş siyasetinin içerisinde olan biri olarak kesinlikle söyleyebilirim ki sayıları erkeklerden fazla olan kadınlar, Beşiktaş’ta bırakın cinsiyet eşitliğini hatta cinsiyet eşitsizliğine maruz kalmaktadır.

Kadınların nüfusu daha fazla olmasına rağmen Beşiktaş Belediye Meclisi partizan erkek ağırlığından hiç kurtulamıyor. Mecliste 24 erkeğe karşılık 7 kadın meclis üyesi bulunuyor. Yüzdelik oranda kadınlar %22,6’da kalırken erkekler %76,4’le hegemonyayı devam ettiriyor.

Ülkenin en gelişmiş kenti ve metropolü olan Beşiktaş ve İstanbul’da yerel siyaset bu durumdayken geneli tahmin etmek hiç de zor değil.

Hal böyleyken Belediyeler; aldıkları kararlarda kadın fikirlerini ne kadar anlayabilirler? Kadın bakışından ne kadar proje yapılabilir? Eşitlik nasıl sağlanabilir?

Varın siz düşünün…

BEŞİKTAŞ HALKI UMUT VERİYOR

Kadın nüfusu erkeklerden fazla olan Beşiktaş Kentinin 23 mahallesi bulunuyor. Ve bu mahallelerin 14’ünde kadın, 9’unda ise erkek muhtarlar görev yapıyor. Yüzdelik oranda kadınlar %69 erkekler %31 seviyesinde.

Bu durumun sebebine bakıldığında: muhtarların bireysel oylarla, hiçbir partiye bağlı olmadan, kendi kimlikleri ve tanınırlıklarıyla tercih edilmeleri kolaylıkla söylenebilir.
Partiye oy vererek kimi seçtiğini bile bilmeyen seçmene kişi bazlı tercih fırsatı verildiğinde cinsiyet eşitliğinin ve beraberinde demokrasinin yüksek seviyelere çıkmasının mümkün olduğu sonucu da kesin görünüyor.

O halde yerel ve genel siyasetle toplumsal sürdürülebilirlik, demokrasi ve cinsiyet eşitliği gibi birçok kavramın başarılı olabilmesi için erkek hegemonyacı parti siyasetinin ve kanunlarının değişmesi gerekiyor.

Ancak bu vizyona sahip zihniyetlerin muktedir olduğu siyaset ile demokrasi-cinsiyet eşitliği müreffeh yaşam gibi kavramlar başarılı olacaktır.

Hedef: 2030’a kadar sistemli çalışan, iyi yaşam koşullarının sağlandığı, demokrasi ve eşitliğin en üst seviyede gerçekleştiği, üretken, çevreci ve akıllı teknolojilere sahip sürdürülebilir bir Beşiktaş…

İşte o zaman eşitsizliği ortadan kaldırmış ve başarmış olacağız.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!

SERDAR ASLAN
Kentbilimci / Yerel ve Bölgesel Politikacı